🌿 İnsan Ne Zaman Evindedir?
Cassin, Odysseus, Aeneas ve Arendt’in İzinde
Ev, yalnızca dönülecek bir yer midir — yoksa her dönüşte biraz daha kaybolan bir dil mi?
Barbara Cassin, Nostalji adlı kitabında bu sorunun izini sürer. Onun için nostalji bir duygu değil, bir dil hadisesidir. Çünkü insan, evini kaybettiğinde yalnızca bir mekânı değil, kendini ifade etme biçimini de yitirir.
“Evinden ayrılan herkes,” der Cassin, “dilinden de biraz eksilir.”
Bu noktada, üç figür Cassin’in düşüncesinde yankılanır: Odysseus, Aeneas ve Hannah Arendt.
Üçü de yersiz, üçü de yolda — ama her biri farklı bir yönü temsil eder.
⚓ Odysseus: Dönebilenin Nostaljisi
Odysseus’un nostaljisi daireseldir. Yol, sonunda İthaka’ya varmak içindir. O, evine döndüğünde hikâye tamamlanır; çünkü onun için ev, bitişin adıdır.
Ama Cassin’in bakışında, bu dönüş bir yanılgı taşır: hiçbir eve dönülmez. Zaman, eşiği silmiştir. Dönmek, artık yalnızca bir hatırayı doğrulamaktır.
Odysseus’un zaferi, bu yüzden biraz da bir kayıp bilincidir — eve döner ama ev çoktan gitmiştir.
🔥 Aeneas: Dönemeyenin Yurdu
Aeneas’ın nostaljisi ileriye doğrudur. Yurdu kül olmuştur; geçmişin üzerine yeni bir gelecek inşa etmek zorundadır. O, Cassin’in “geleceğe dönük nostalji” dediği şeyin sembolüdür.
Dönmek yerine kurar, hatırlamak yerine dönüştürür.
Roma’nın temellerini atarken, geçmişi sırtında taşır ama onu geri istemez.
Onun nostaljisi, bir inşa biçimidir: ev artık bir harita değil, bir yön duygusudur.
🕯️ Arendt: Düşünenin Yurtsuzluğu
Hannah Arendt’in sesi ise bu mitolojik hattın ötesinden gelir. Arendt için “yurt”, düşüncenin içinde şekillenen bir dünya vatandaşı olma halidir.
Ev, artık dönülen değil, düşünülen bir yerdir.
Sürgün, bir tür epistemolojik açıklıktır: insan, köklerinden koptuğunda dünyayı yeniden görmeye başlar.
Arendt’in “dünyalılık” kavramı, bu yüzden nostaljiyi bir kayıp değil, bir düşünme biçimi olarak dönüştürür.
🌾 Cassin’in Yanıtı: Ev, Dilin İçinde Kurulur
Bu üç figür Cassin’in elinde birer metafor olur:
Odysseus’un dönüşü, Aeneas’ın yeniden kuruluşu ve Arendt’in sürgün bilinci birleşerek yeni bir tez doğurur —
İnsan, evindedir konuşabildiği sürece.
Evin coğrafyası dilden geçer. Dilini kaybettiğinde, hiçbir toprağın aidiyeti kalmaz.
Ama yeni bir dil kurabildiğinde, her yer yuvaya dönüşür. Cassin için nostalji bu yüzden yalnızca bir acı değil, bir çeviri pratiğidir:
Kendini bir dilden diğerine, bir geçmişten diğerine çevirme cesareti.
🌙 Elunara’nın Kapanışı
Bazen eve dönmek, bir yeri bulmak değil; bir sesi duymaktır.
Bazı insanlar evini bir bahçede bulur, bazıları bir kitapta, bazıları bir cümlenin sonunda.
Ve belki de Cassin’in dediği gibi, insan gerçekten ancak yolculuk hâlindeyken eve aittir.
🔖 Meta Açıklama
Barbara Cassin’in Nostalji kitabı, “eve dönüş” fikrini mitolojik kahramanlardan düşünürlere uzanan bir yolculukla sorguluyor.
Bu yazı, Cassin’in Odysseus, Aeneas ve Arendt üzerinden geliştirdiği “evin dili” kavramını, nostaljinin hem kayıp hem çeviri oluşu üzerinden yorumluyor.
Yorumlar
Yorum Gönder