YAŞAYAN KADINLARIN HİKAYESİ
“Biz yaşadık”
diyeceğiz, değil mi Aylin? Değil mi Puder? Değil mi Maria?
Aylin’in bir yazısında geçen ‘yaşayan’ ifadesi, bana
bu yazı çabasına isim koymam için ilham verdi. İstedim ki ben de ‘yaşayan’
kadınlarla konuşayım, onların hikayesini anlatayım. İlham olsun okuyanlara bu
hayatlar, mücadeleler. Mail üzerinden gitmek gerekeceği için, benim bu
‘yaşayan’ kadınları nokta atışı sorular ile anlamaya çalışmam gerekecek. Her
bir katılımcım, kendilerine yöneltilen soruya cevap verdikten sonra,
kendilerini, kendi mücadelelerini anlatmak istedikleri yönleriyle anlatacaklar.
Ne dersiniz? Başlayalım mı?
***
YAŞAYAN KADINLAR- 1: NAMUTENAHİ BİR KEDİ
Namütenahi blogunun sahibi ve üniversiteden en eski
dostum, ekürim, nasılsın? Bize edebiyatı anlatır mısın? Bu vahşi ormanda
yolumuzu nasıl bulabiliriz? (Blogun ismi aslında Raftaki Kedi ama ben nedense
hafızama Namutenahi diye kaydetmişim.)
Merhaba
eküri, iyiyim böyle bir soru sorup beni düşünce deryasına ittiğin için de
teşekkür ederim 🌺❤️
Sorun sayesinde ben de kendime sordum edebiyat nedir?
Çocukluğumda beri kitaplar daima benim için sığınacak bir liman oldu. Klişe bir
cümle oldu biliyorum ama bazı klişeler de tam olmuyor mu? Ne zaman bir şeyler
kaçmak istesem ya da bir şeylere çözüm bulmaya çalışsam kitaplara, yazıya,
edebiyata sığındım. Edebiyat benim için hayati bir şeydi, hayatın içinde
olmazsa olmaz, keskin sınırlarla da tanımlanamayan bir olgu. Her ne kadar
“eskisi” kadar uzun okumalar yapamıyor olsam da, çok sık görüşemediğiniz ama
hala yeri değişmeyen eski bir dost gibiyiz. Her dönem edebiyattan beklentim
farklı oldu benim. Mesela son zamanlarda fantastik çocuk edebiyatıyla
ilgileniyorum. Meraklıları için de Ursula Le Guin’in Kanatlı Kediler Masalı
serisini tavsiye ederim. Yeni keşfettiğim sahafım sayesinde ben de tanıştım. Bu
vahşi ormanda yolumuzu nasıl bulabiliriz dersen de, açıkçası bilmiyorum. Bazen
çok fazla bana kitaba başlamadan önyargı oluşturmayacak blogları okuyup kitap
isimleri not ediyorum. Bazen bir sahaf bir kitap öneriyor. Bize iyi gelecek
kitaplar bizi bir şekilde buluyor. Ben her zaman okuyacağım kitapların bir
zamanı olduğuna inanmışımdır. Kitaplığımda yıllarca okunmayı bekleyip ama
nedense henüz zamanı gelmediğini düşündüğüm kitaplar var. Bazen de o ne zaman
aldığımı unuttuğum kitaplardan birine gidiyor elim ve başladıktan sonra ne
kadar zamanında bir başlangıç olduğunu düşünüyorum. Bazı kitapları da zaman
geçtikçe sindiriyor insan. Daha önce okumuş olsan da bazen yılların sana
getirdikleriyle oluşan yeni gözlerinle okuman gerekiyor. Ben de yol gösterici
olmak için değil ama naçizane fikirlerimi aktarmak için kendi blogumda vakit
buldukça yazıyordum. Okuduklarımla ilgili çok fazla önyargı/önsezi oluşturmadan
nereden nasıl aldığıma, nerelerde okuduğuma kadar farklı detaylarla o eserle
oluşturduğum ilişkiyi anlatmayı seviyordum.
Bazen yolumuzu, kendimizi, hevesimizi, heyecanımızı
kısaca bu hayatla bağımız olan her şeyi koparabiliriz ama edebiyat bir şekilde
bize kendi yolumuzu bulmamız için ışık olacaktır, olur. Ben meslek anlamında
kısmen şanslı (!) olan insanlardanım. Bir gazetede kültür sanat servisinde
çalışmak istemiştim. Bir süre bunu yapabildim de, sonra hayat beni farklı
yollara soktu. Edebiyatın farklı disiplinleriyle ilgili insanlara haber verme,
onları yeni olan bir şeyle buluşturmak sanırım benim tutkularımdan biri, bu
anlamda deneyimlerimi, içimdekileri insanlara anlatmayı seviyorum. Bir dönem de
olsa bunu yapabildiğim için çok mutluyum. Çalışma hayatımı düşündüğümde o
zamanlar hala yüzümde gülümsemeye dönüşen bir dönem benim için. Aslında şu an
için de heyecanlıyım, dönemsel de olsa çalıştığım yayınevinden çıkan çocuk
hikayelerinde üretim editörlüğü yapıyorum. Birçok okuyucuya ulaşacak bir
kitapla baskı aşamasında iç içe olmak beni hem çok mutlu ediyor hem de
heyecanlandırıyor. Belki bir zamanlar çocukken ben de olduğu gibi benim de
emeğimin değdiği bir kitap başka bir çocuğun arkadaşı, limanı olur. Hepsini
okuyamasam da kitap almaya devam ediyorum. Onlara dokunuyorum. Onlarla iç içe
oluyorum. Çünkü edebiyat hayattır, hayallerdir, umuttur. Ben de hem bu işin
mutfağında olmayı hem de farklı mutfaklardan çıkan lezzetleri tatmayı çok
seviyorum. İçimdekileri olabildiğince dökmeye çalıştım. Umarım sorularına bir
parça yanıt okumuştur eküri.
Sevgilerimle. İkinizi de çok öpüyorum 🌺❤️
Yorumlar
Yorum Gönder