Antep'te Yaşamak


İstanbul’da, Hocam ile Antep üzerine konuşurken, bölgeyi yaşayarak öğrenme ve yüksek lisans hayallerimi harmanlayarak bu yola girdiğimi anlatıyordum. Antep’te yaşamak üzerine, Hoca’nın “Ne öğrendin?” sorusu ile düşünmeye başladım. Sorulan sorunun cevabını bildiğiniz, ama cevap veremediğiniz oldu mu hiç? Bu konuşmanın üzerinden uzun zaman geçti, ama halen düşünüyorum. Şehrin beni pek de sevmediğini düşünmeye başladığım bu günlerde, artık aylar önce başladığım yazıyı bitirmenin vakti geldi diye düşündüm.  
“Yaşamak istediğim hayata zemin hazırlıyorum. Yaşamaktan keyif alıyorum. Okumanın ve yazmanın tadına varıyorum” demişim bu yazıya ilk başladığımda. Şu sıralar, pek de keyif alamıyorum hayattan. Üretebildiğimi hissedemiyorum. Kendini boş vermiş olmanın üstesinden nasıl gelir insan? Bir paradoksa değindim gibi. Üretmek, çalışmak insana iyi gelen tek şey. Ama üretebildiğini hissedemiyorsan? Bu da başka bir sohbetin konusu olsun. Ne öğrendim? Çetin hakikatlerden devam. İnsan, eleştirdiğini kendisi de yapıyor. Görmesi zor, biliyorum. Ama bir düşünsenize, gerçekten de öyle değil mi? Bu da yarım kalan ifadelerden biri olsun şimdilik.
Şehrin beni sevdiğini pek hissedemesem de ben şehri sevmeye devam edeceğim. Belki bir el atar istediğim hayatı inşa etmeme, kim bilir?

Yorumlar

Popüler Yayınlar