Duygu Asena- Aslında Özgürsün


Ekürimin hediyesi. Havaalanında başladım, uçak Antep üzerine girdiğinde bitirdim. Ah, ne güzeldi o heyecan. Kitap bitsin de öyle insin uçak istedim, kitabı bırakamadım elimden. Nitekim öyle de oldu, uçak Antep üzerine geldiği zaman kitabın son cümlelerine gelmiştim.
Belgin ve Berna. İki zıt kutup. Adaşlıktan olsa gerek, Berna’yı kendime daha yakın buldum. Belgin de ekürim gibi, sakin ve ayakları yere basan bir kişilik. Berna ile öyle güzel bir arkadaşlıkları var ki. Birbirlerini yargılamadan, birbirlerini anlayarak bir ömür yaşamışlar ve yaşamaya devam ediyorlar. Kitaptan anladım ki, insan kendine dürüst olmalı. Kendini anlamalı. Kendinden kaçmak, hiçbir zaman bir çözüm değil. Dışarıda olanlar, içimize bakmamız gerektiğini söyleyen uyarılar aslında. İnsanı sadece kendi iyi edebiliyor. Hazır değilsek, can dostumuzun sözlerini de algılayamayız. Zamanı gelince anlayabiliriz sözünün özünü. Ayrıca şunu anladım kitaptan, bazen, siz ne kadar anlatmaya çalışırsanız çalışın, sizi anlamak istemeyen anlamıyor. Bu insanların size söyledikleri, sizi itham ettikleri kavramlar, kendilerini yansıtıyor aslında. Nitekim Belgin de bir türlü anlatamıyor derdini Erkan’a. Belgin’in ilişkisinde arzuladığı derinliği, hakikiliği kendi benliğindeki eksikleri kendisi doldurunca, kendi kaderini kendi inşa edince elde etmesi de ayrı bir ironi bana kalırsa. Yani anlıyoruz ki insan kendi benliğine sadık kalınca, kendini iyi etmeyi dışarıdan, birilerinden beklemeyip kendi kendini iyi edince, hayat rayına giriyor. Kendi merkezinizde kaldığınız zaman, evrenin merkezi de yerine oturuyor.
Kitaptan bazı alıntılar paylaşmak istiyorum:
·       “Rolümü bırakmam için ille de bir şeylerin yıkılması, kırılıp dökülmesi mi gerekiyor? İlle bir hasar mı olmalı? Başka sahneler yok mu? Hep aynı sahnede aynı rolü mü oynamalıyız?
·       “Belgin… Evlenmeyeceğim. O fikirlerimde bir değişiklik olmadı. Evlenip Ali’yi yitirmek istemiyorum, hayatımı değil kendimi paylaşmak istiyorum onunla. Yani düşüncelerimi… Asla aynı evde oturmayacağım. Aynı yatakta yatıp onun vücudunu eskitmeyeceğim. Aramızdaki elektriği, özlemi, şehveti yok etmeyeceğim. Onun aklını ve bedenini, kendi aklım ve bedenimle paylaşacağım. Başka hiçbir şeyi… Bir de çocuğu tabi. Asla sevdiğim erkekle aynı evde oturmayacağım. Yalnızlığımı ve özgürlüğümü kimseyle paylaşmayacağım. İleride belki, sadece arkadaş olmak istiyorsam… Ama sanmıyorum.”
·       “Ne derler o zaman? Bencil mi? Desinler. Ben bencil olacağım. Bencil olmamak için yaşam boyu özveride bulunmak, hep kendinden vermek, onlar ne istiyorsa, öyle yaşamak gerekiyorsa… Yo hayır ben bencil olacağım.”
·       “Verebileceğim her şeyi ona vereceğim, ama inan bana özgürlüğümü asla… Onunla ikimiz, özgürce yaşayacağız, birbirimizi kısıtlamayacağız… Bunu yapabileceğime eminim. İşte şu anda senin yaptığın gibi.”
·       “Ama başkaları ne diyecek diye yaşamayacağız ki. Bugün üzülür, yarın mutlu olduğumu görünce sevinir. Başkaları üzülmesin diye bir şeylerden vazgeçersek, o zaman üzülen taraf hep biz oluruz. Saçma değil mi bu? Eğer onlar bizi seviyorlarsa, sonunda kabul ederler zaten. Hele kararlı olduğumuzu görürlerse. Aramızda bir sevgi bağı olmayanların düşüncelerinin ise hiç önemi yok zaten.”
Duygu Asena okumaya bu kitapla başladığım için mutluyum. Umarım siz de okursunuz. Ben tekrar okuyacağım bu kitabı.

Yorumlar

Popüler Yayınlar