Kurtlarla Koşan Kadınlar: İslami Feminizm Perspektifinden Kitap Okuması
Kurtlarla Koşan Kadınlar
«Hemen söyleyeyim,
vahşi Benliğin dünyasına açılan kapılar az, ama değerlidir. Derin bir yara
iziniz varsa, o bir kapıdır; eski, çok eski bir öykünüz varsa, o da bir
kapıdır. Gökyüzünü ve suyu tahammül edemeyecek kadar çok seviyorsanız, o bir
kapıdır. Daha derin bir hayatı, eksiksiz bir hayatı, makul bir hayatı
özlüyorsanız, o da bir kapıdır.»
Benliğe giden yollar,
çeşitlidir. Her ruh, kendi patikasında ilerler. Ruh, kendi patikasına sadık
kalmadığı zaman, kendi benliğinden uzak düşer. Bu kitap da, mitler, masallar ve
efsaneler ışığında benliğe yol göstermeye çalışır. Kendine, benliğe sadık
kalmama nasıl olur? Kendini dinlemeyerek. Toplumu, eşi, anne babayı, çocukları,
yani asıl önemli olan, kendi sesi hariç her sesi dinleyerek. «İçimde bir
sıkıntı var» denilir. Sıkıntı dedikleri, içteki sestir, özden gelendir aslında.
Bu ses, dışarı çıkamadığı, içerde tıkılıp kaldığı zaman, sorun başlar. Bu,
aslında iyidir. Bir sorun olduğuna işaret etmesi, çözüme de işaret eden bir
durumdur. Vahşi Ruh’un, benliğin kendinden neden uzak düştüğü, yolunu nasıl
bulacağı üzerinde durmadan önce, «İslami Feminizm» kavramı üzerinde durmakta
fayda var.
İslami Feminizm
«Feminist aydınların büyük çoğunluğu, enerjilerini
Kuran’ın yorumlanmasına (tefsir) ayırmış ve Kuran’ın eşitlikçi mesajını açığa
çıkarmakta başarılı olmuştur.»
Üzücüdür ki, İslam adına yapıldığı söylenen tefsir adı
altındaki anlam kalıplarının pek çoğu, aslında nefsin çıkarı uğruna
şekillendirilen bağlamsal biçimlerdir. Feminist aydınlar, aslına sadık tefsir
üzerinde çalışarak hem dine olan görevlerini, hem de hemcinslerine olan
görevlerini yerine getirmeye çalışmışlardır.
«Bu akademisyenlere göre İslam hukukuna adapte edilen
cinsiyet eşitsizliğinin temeli, ilk Müslüman toplumlardaki kültürel normlara
dayanır.»
Bilginin nasıl algılandığı, nasıl yorumlandığı,
mühimdir.
«Birtakım toplumsal hukuki ve teolojik teoriler
vasıtasıyla İslami içtihata bu ideallere yerine söz konusu normlar dahil
edilmiştir. Bu varsayımlar arasında en dikkat çekenleri şunlardır: ‘Kadınlar
erkekler tarafından ve erkekler için yaratılmıştır’, ‘Kadınlar korunmaya
muhtaçtır’, ‘Erkekler eşlerinin efendisi ve koruyucusudur’, ‘Erkek ve kadın
cinselliği birbirinden farklıdır; kadın cinselliği, toplumsal düzen için
tehlike teşkil eder’. Bu varsayım ve teorilerin en aşikar olduğu yer, evliliğin
kurulma ve bitirilme şartlarını belirleyen yasalar, yani çağdaş Müslüman
toplumlarda cinsiyetler arası eşitliğin en belirgin olduğu alandır.
Ormanda İlerlerken
Benliğe açılan pencereler çeşitlidir. Peki, bu
pencereyi açmakta zorlandığımız zaman ne yapılmalı? Bu zorluğa yol açan
sebepler üzerinde durmakla işe başlanabilir. Daha önemlisi, ‘içimizdeki
sıkıntı’ olarak negatif bir şekilde ötelenen iç sesi dinlememekte ısrar
edilirse nelere mal olabileceğini vurgulamak gerekmektedir:
«Büyükannesi için gerçek anlamda iyi zaman geçirmek,
Chicago trenine binmek ve başında kocaman bir şapkayla Michigan Avenue’de bütün
dükkanların vitrinlerine bakarak dolaşmak ve şık bir hanımefendi gibi
yürümekti. Rastlantı eseri ya da kaderin bir cilvesi sonucunda bir çiftçiyle
evlendi. Buğday tarlalarının ortasına taşındılar ve duruma en uygun
büyüklükteki o zarif, küçük çiftlik evlerinde duruma en uygun sayıdaki
çocukları ve duruma en uygun kocası ile çürümeye başladı. Bir zamanlar
sürdürmüş olduğu o ‘önemsiz’ hayata ayıracak zamanı yoktu artık. Çok fazla
‘çocuk’ vardı. Çok fazla ‘kadın işi’ vardı.
Yıllar sonra bir gün mutfak ve oturma odasının
yerlerini sildikten sonra, en güzel ipek bluzunu giydi, uzun eteğini düğmeledi
ve iri şapkasını iğneledi. Kocasının çiftesini ağzının tavanına dayadı ve
tetiği çekti. Onun önce neden yerleri yıkadığını yaşayan her kadın bilir.»
Yolunu Kaybetmek
The Stoning of Soraya
Karanlığın İçindeki Işık
«Kendini Yaratmak» Üzerine
Nihan Kaya, «Eser yaratmak, kişinin kendini
yaratmasıdır» demiştir. Kelimelerle ilişkimizin hayatla ilişkimizi
belirlediğini düşünen Kaya, hayati bir noktaya işaret etmektedir aslında.
Mevlana’nın Mesnevi’si, bize bu noktayı açık eder: «Bir ırmağın suyunda ayın
göründüğü gibi, insan da ne görürse, onun aksidir»!
Yazar olmakla yazar oluşu birbirinden nasıl ayırdığı
hakkında düşüncelerini ifade eden Sema Kaygusuz
bağlamında yazarlık üzerinden benlik kurgusu örneğine kısaca değinelim:
« (…) yazmak aslında ne son bulmuş anıdır, ne yas, ne de abartılı hayal.
Yazarın iki başat huyu vardır, biri dışa vurulan gerçeklik, öbürü içe atılan
imgesel». Yani yazar olmak bağlamında kendini tanımlayan kişi, Nihan Kaya’nın
da işaret ettiği gibi, eser yaratarak kendini tekrar tekrar yaratır. Hem içte,
hem dışta.
Peki, kendine ait olmayan emek üzerinden var olmayı
seçenler? Bu konuda, «Menzili ‘Zannetme ki kendilerine verilenlerle sevinenler
ve yapmadıkları işlerle övülmeyi sevenler…’ Ayeti Olan Kutub’un Halinin
Bilinmesi» başlığında düşüncelerini dile getiren İbn Arabi’den bir alıntı, bu
insanların akıbetini gösterme ve içimizi rahatlatma konusunda faydalı
olacaktır:
«Yaptıkları işlerle sevinenler için düşünme
Yaptıkları
işlerde bir payları yok onların
Onlar
insanlarca övülmeyi severler
Fiilden
onlara ait olan yokluk ve yitirme»
Vahşi Kadın
Gönül isterdi ki, kitaptaki tüm öykülerden ve temsil
ettikleri anlam dünyasından uzun uzun bahsedelim, ama maalesef slayttaki
yerimiz ve sunum süremiz kısıtlı. O yüzden, başlıklar üzerinden anlamsal
ilişkilere atıfta bulunarak benliğin vahşi ormanda yolunu bulmasına yardım
etmek istenmektedir.
- La Loba, Kurt Kadın: Vahşi Kadın’ın dirilişi.
- Mavisakal: Av olarak safdil kadınlar. Erginlenmenin başlangıcı. Davetsiz misafiri sezdirmeden izlemek.
- Bilge Vasalisa: Kadının cebindeki oyuncak bebek. Gerçekleri koklayarak araştırıp bulmak. Erginlenme olarak sezginin tekrar ele geçirilmesi.
- Manawee: Vahşi adam için ilahi. Eş. Ötekiyle birleşme.
- İskelet Kadın: Sevginin hayat/ ölüm/ hayat doğasıyla yüzleşmek. Avlanma. Gönül yalnız bir avcıyken.
- Çirkin Ördek Yavrusu: Sürüsünü bulmak. Kutsama olarak aidiyet. Yanlış zigot.
- La Mariposa: Kelebek kadın. Neşeli beden. Vahşi et.
- Kırmızı Ayakkabılar: Kendini korumak. Kurt kapanlarını, kafesleri ve zehirli yemleri tanımak.
- Fok Derisi, Ruh Derisi: Evin yolunu bulmak. Kendine dönüş.
- La Llorona: Vahşi ruhun kirlenmesi
- Elsiz Kız: La Selva Subterranea. Yeraltı ormanında erginlenme.
- Kibritçi Kız: Kendi dışındaki herkese yardım edip kendine yardım edememesi.
Kendine Ulaşmak- Ruh Evi
«Kötü seçimlerin çeşitli şekillerde olduğunu
biliyoruz. Bir kadın çok erken evlenir. Bir başkası çok küçükken gebe kalır.
Diğeri kötü bir eşle birlikte yaşar. Bir diğeri ‘bir şeylere sahip olmak’ için
sanatından vazgeçer. Öbürü birtakım yanılsamalarla baştan çıkarılmıştır, diğeri
vaatlerle, bir başkası çok fazla ‘iyi olmak’ ve yeterince ruhsal olmamakla,
yine bir başkası çok fazla havalarda uçup ayaklarının yere basmamasıyla… Ve
kadınların ruh derilerinin üzerlerine tam olarak oturmamasının nedeni
seçimlerinin çok yanlış olması değil, daha ziyade çok uzun süre ruh- evinden
uzakta kalıp kurumaları ve bırakın başkalarını, kendilerine bile hiçbir
yararlarının dokunmamasıdır. Ruh derisini yitirmenin yüzlerce yolu vardır.»
***
«Derimiz en büyük duyu organımızdır; o bize ne zaman
üşüdüğümüzü, ısındığımızı, heyecanlandığımızı, korktuğumuzu söyler. Bir kadın
çok uzun süre evden ayrı kaldığında, kendisi ve diğer bütün meseleler hakkında
gerçekten ne hissettiğini, ne düşündüğünü algılama yeteneği kuruyup çatlamaya
başlar. Çaresiz bir durumdadır. Neyin çok fazla olduğunu, neyin yeterli
olduğunu algılayamadığından, kendi sınırlarını ezer geçer.»
***
«Her kadının bu Rio Abajo Rio’ya (nehrin altındaki
nehre) girme potansiyeli vardır. Oraya derin meditasyon, dans, yazı, resim,
ibadet, şarkı söyleme, davul çalma, etkin imgelem ya da bilincin yoğun şekilde
değişmesini gerektiren herhangi bir faaliyet aracılığıyla ulaşır. Kadınlar bu
dünyalar-arasındaki-dünyaya, özlem duyarak ve gözünün hemen köşesinde
seçebileceği bir şeyi arayarak ulaşır. Oraya derin ve yaratıcı işlerle,
bilinçli bir yalnızlıkla ve herhangi bir sanatla uğraşarak ulaşır».
Oku, Öğren, Bil.
‘Fuhuş yapan kadınlarınız aleyhine dört şahidin
şahitlik etmesini isteyiniz’.
«Sizin evinizde ve nikahınızda oldukları halde pis bir
iş olan zina suçuna karışan kadınlarınızı, Allah korusun suçu tespit
etmişseniz, hemen taşlamaya ve recm etmeye koşmayınız. Bilakis, onları
gözetleyip size bildirecek şahitler bulunuz. Kabul edilebilir şahit sayısı
dörttür. Dürüst adamlarınızdan olması gereken bu insanların daha önceden
herhangi bir gözetleme ve tecessüslükte bulunmamış olması şarttır. Tesadüfen
bakmış olmaları ve istemeden gördüklerini, nefret ve tiksinti ile, göz sürmesi
şişesi içinde sürme mili gibi görmüş olmaları gerekir.»
‘Eğer görmüşlerse, onları evlerde tutunuz. Ölüm onları
alıncaya kadar veya Allah onlar için bir yol gösterinceye kadar’.
Nisa, 15.
(Bu ayetin daha sonra recim ve celd ayetiyle
neshedildiği belirtilmiştir.) / ( Hz.Muhammed’in anekdotunu hatırla.)
***
‘Tövbe sadece Allah’a yapılır’.
Nisa, 17.
Neden Eve Dönmekten İbarettir Hayat?
«Geçtiğimiz altı ayda çok şey oldu
her şeyi
anlayışla karşılamak benden sorulurdu
nezaketen
gülümsemekte çığır açmıştım
olgunlukla
karşılamakta nam salmıştım
(…) içim öyle
genişti ki, içime atmakla olan derdimi
bir bir
anlatsam bile, anlamayacaktı hiç kimse
tarihe,
patladığım o ilk anla geçtiğime gücenecektim»
***
«Yapabileceğimiz en önemli şeylerden biri, hayatı,
bütün hayatı, kendi başına canlı bir varlık; soluk alıp veren, yeni hücreler
oluşturup yok eden, atık malzemeleri boşaltan bir varlık olarak anlamaktır.
Bedenlerimizin en fazla beş yılda bir atık maddeler çıkarmasını beklemek
aptalca olurdu. Sırf bir gün önce yemek yediğimiz için, bugün açlık
hissetmemeliyiz diye düşünmek saçma olurdu.
Bu tıpkı bir sorunu çözdük mü artık çözülmüş
kalacağını, bir kere öğrendik mi artık hep bilinçli olacağımızı düşünmek kadar
anlamsızdır. Hayır, hayat farklı alanlarda, farklı hızlarda gelişen ve
zayıflayan büyük bir bedendir.»
***
«Vahşi Kadın’ı yeniden çağırmak istiyorsanız, tutsak
olmayı reddedin. İçgüdüleriniz dengeye ayarlanmış olsun-beğendiğiniz yere
atlayın, dilediğinizce havlayın, var olanı alın, etrafınızdaki her şeyi
keşfedin, bırakın gözleriniz duygularınızı göstersin, her şeye baksın,
görebileceklerinizi görsün. Kırmızı ayakkabılarla dans edin, fakat bunların,
ellerinizle yaptığınız ayakkabılar olduğundan emin olun. Yaşam dolu bir kadın
olacağınıza söz verebilirim».
Yararlanılan Kitaplar:
- Clarissa P. Estes- Kurtlarla Koşan
Kadınlar
- Zahra Ali- İslami Feminizmler
- Nihan Kaya- Yazma Cesareti
- Sinem Sal- Geçtiğimiz Altı Ayda Çok
Şey Oldu
- İbn Arabi- Velilerin Düsturları
- Sema Kaygusuz, Deniz Gündoğan
İbrişim- Gaflet
- Geylani Tefsiri- Cilt 1
- Mesnevi Tercümesi Cilt 6- Tercüme:
Şefik Can (Ötüken)
* «The Stoning of
Soraya» fotoğrafı internetten alınmıştır.
Önerilen Kitaplar:
- Asi Kızlara Uykudan Önce Hikayeler
- Asi Kızlara Uykudan Önce Hikayeler- 2
- Rağmen Kitap Dizisi- «İlkler»
- Kate Schatz- Radikal Kadınlar
(Çizen:Miriam Klein Stahl)
- Asi Kızlar Bilge Kadınlar-
İllüstrasyonlar: M.K.Perker
- Madeline Miller- Ben, Kirke
- Mine Söğüt- Şahbaz’ın Harikulade Yılı
1979
- Melisa Kesmez- Nohut Oda
- Carol J. Adams- Etin Cinsel
Politikası
- Seray Şahiner- Kul
- Nihan Kaya- Gizli Özne
- Ayfer Tunç- Suzan Defter
- Hıfzı Topuz- Başın Öne Eğilmesin
- Duygu Asena- Aslında Özgürsün
- Prof. Dr. Muhammed el-Arifi: Hayatın
Tadını Çıkar
- Virgina Woolf- Kendine Ait Bir Oda
- Mahir Ünsal Eriş- Öbürküler
(İllüstrasyonlar: M.K.Perker)
- Büşra Sanay- Kardeşini Doğurmak
- Adorno- Minima Moralia
- Marcel Proust- Swann’ların Tarafı
Yorumlar
Yorum Gönder