İŞİTMENİN EKONOMİ POLİTİĞİ


Hocamla konuştuğumdan beri aklımda “ Nasıl yapabilirim?” sorusu var. İnsanlara nasıl açıklayacağım, anlatacağım, düşündükçe kayboluyorum düşüncelerimin arasında. Sahi, ben ne anlatmaya çalışıyorum?

Çok şey anlatmak istiyorum. Mesela korktuğun bir hayvan varsa tekmelemek yerine usulca uzaklaş. Derin derin nefes al, ilişme. Korkunu da gömme, onu gör ve anlamaya çalış. Bir hayvana, çocuğa, kadına zarar vermek sana uygulanan şiddeti telafi etmeyecek. Hayatın boyunca görmüş olduğun şiddet, hayatla bağ kurmanın tek yolu değil, bunu aşabilirsin. Lütfen aş. Kadınlara reva görülen ikinci sınıf muamelenin erkeklere yapıldığını düşün. Hoş değil, değil mi? Bize neden bu muameleyi yapıyorsunuz o zaman? Erkekliği kadını ezerek inşa edilen bir şey sanma.

Dediğim gibi, çok şey anlatmak istiyorum ama ben Hocamla konuştuğum konudan bir başlayayım. Konuşmanın bir noktasında konu işitme engellilere gelmişti. Nasıl bir şey olduğunu anlamaya çalışması, sorduğu sorular, enerjimi tazeleyen bir diyalog olmuştu. Benim gibi mürekkep yalayan insanların bu konuda bir şeyler yapabileceğine ilişkin sözleri, beni farklı bir tekamüle itti. Bir şeyler değişebilir. Mümkün. Adım adım.

Sizlerin otomatik olarak gerçekleştirdiği işitme eylemi, biyonik kulak aracılığıyla duyanlar için otomatik olarak gerçekleştirilen bir eylem değil. En azından kendi adıma konuşursam, bunca zaman sonra ben halen otomatiğe alamadım. Ancak benim anlatmak istediğim bu değildi. Benim anlatmak istediğim, sizin otomatik olarak yaptığınız işitme, bizim için maliyetli bir eylem. Bir lüks. İşitmek lüks olmamalı. İşitmek için para veriyoruz, üstelik lüks olarak nitelendirilebilecek maliyette paradan bahsediyorum.

Dağınık şekilde anlatmaya devam. Toplumun ahlak anlayışı beni rahatsız ediyor. Toplum kalitesi hangi ara bu kadar düştü sorusuna net bir cevap veremiyorum. Ama bebeklerin tecavüze uğradığı, hayvanların uzuvlarının kesildiği bir gerçeklik düzeyine gelinmesi, daha kötüsü olamaz dedirtiyor. İnsanca yaşamak bu kadar zor olmamalı. Yavru kediye tecavüz edildiğinde bir şey yok, ama iki sevgili el ele tutuştuğu zaman ahlak elden gidiyor öyle mi? Bir terslik olduğunu toplumun görmesi gerekiyor.

Sonuç olarak, doların yükselmesinin dikkatle takip edildiği bu dönemde, bizler kalan pil sayımızı ve bizi kaç gün idare edeceğini hesaplıyoruz. Pil yoksa duyma da yok. Bunu umursayan da sadece pil alan bizler ve yakınları sanırım.  

 

Yorumlar

Popüler Yayınlar